Daire, tarafların istinaf kararına yönelik itirazlarını inceledi. Heyet, sanıklar anaokulu sahibi ve işletmecisi Yurdagül İşgören’e verilen 7 yıl 6 ay hapis cezasına yapılan itirazları reddederek hükümde bir isabetsizlik olmadığı, hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle hükmün onanmasına oybirliği ile karar verdi.
Heyet, servis şoförü Taner İşgören’e verilen 6 yıl 8 ay, servis görevlisi Dilara Kamberler’e verilen 5 yıl, öğretmen Arzu Gülmez’e verilen 2 yıl 6 ay hapis cezalarına itirazı da reddederek hükmün onanmasını oyçokluğu ile kararlaştırdı.
Daire, anaokulu müdürü Bekir Gül’e istinaf mahkemesince “taksirle ölüme neden olma” suçundan verilen 3 yıl 20 gün hapis cezasına ilişkin ise anaokulunda denetim ve iş disiplini mekanizması oluşturmadığı, servis görevlisi olabilmesi için gerekli koşullara sahip olmayan kişinin çalışmasına göz yumarak ölüme sebep olduğu, bu nedenle de “bilinçli taksir” ile suçlanması gerektiği ve eksik ceza verildiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına hükmetti.
“KADERE BAĞLANABİLECEK DURUM OLARAK GÖRÜLEMEZ”
İşgören, Kamberler ve Gülmez hakkında verilen karara dairedeki bir üye hakim, muhalefet şerhi koydu.
Üye hakim, gerekçesinde, olaydaki ihmaller silsilesine dikkati çekerek, “Kendi kendini koruyamayacak, bakım ve gözetime muhtaç küçük bir çocuk bu işten sorumlu insanların ayrı ayrı ihmal göstermesi sonucu hayatını kaybetmiştir. Küçük çocuklarla ilgilenen kurum işletenlerin bu bilinç ve şuurla hareket etmemesi, ihmal göstermesi kabul edilebilir ya da kadere bağlanabilecek durum olarak görülemez. Azami dikkat ve özen yükümlülüğü olanların ihmal göstermesi de en ağır şekilde cezalandırılmalı ve bu tür olaylarda örnek teşkil etmelidir.” ifadelerini kullandı.
“SANIKLAR DAHA YÜKSEK CEZA ALMALIYDI”
Baba Serkan Sakin, karardan memnun olmadıklarını, adaleti aramaya devam edeceklerini söyledi.
Sakin, “7 senedir vermiş olduğumuz bir savaş var. Teslim olmadık, pes etmedik, oğlumuz için adalet aramaya devam edeceğiz. Yargıtay’dan çıkan karar bizi gerçekten üzmüştür. Çaresiz değiliz. AİHM’e kadar gideceğiz. Alperenimizin hakkını arayacağız.” dedi.
Ailenin avukatı Şenol Diş de olayda bütün sanıkların peş peşe gelen ihmallerinin söz konusu olduğunu, verilen cezaların tatmin edici olmadığını savundu.
Diş, şunları kaydetti:
“Servis şoförü ve görevlisi çocukla ilk temas edenler. Servis görevlisi ağlayan bir çocuğu kucağına alarak iniyor sonra servise bakmıyor. Servis şoförü, kontrol etmeden kapıları kilitliyor. Sanık öğretmen yoklama yapmıyor. Okul müdürü denetleme yapmıyor. Servis şartlarına uymayan bir taşıtla taşımacılık yapılıyor. Eğitim kıstaslarına uymayan kişinin servis görevlisi yapılması, ufak çocuklara sabahtan akşama kadar bırakıldığı yerde daha özenli davranılması gerekirdi. Sıradan bir ihmal, tedbirsizlik, taksir olayı değil, 4-5 kişi büyük ihmalle ölüme kucak açmışlar, kabul edilemez. AYM konusunda inceleme ve değerlendirme yapacağız. Şartlarını taşıyorsa gideceğiz.”
OLAYIN GEÇMİŞİ
İzmir’in Çiğli ilçesinde 15 Ağustos 2017’de anaokuluna gitmek için sabah saatlerinde evinden alınan ancak unutulduğu okul servis minibüsünde baygın bulunan 3 yaşındaki Alperen Sakin hayatını kaybetmişti.
Olaya ilişkin hukuki süreç sonunda servis şoförü, anaokulu sahibi, servis hostesi, öğretmenler ve okul müdürünün yanı sıra ilçe milli eğitim müdürü ve 2 şube müdürüne de çeşitli sürelerde hapis cezaları verilmişti.
İzmir 5. İdare Mahkemesi, ailenin maddi ve manevi tazminat talebiyle açtığı davada aileye 662 bin 491 lira maddi ve manevi tazminat ödenmesine hükmetmiş, çocuğun 33 aylıkken okula kayıtsız kabul edilmesine göz yumdukları gerekçesiyle aileyi de yüzde 50 kusurlu olarak göstermişti.