Fiziksel, duygusal ve bilişsek değişimleri beraberinde getiren ergenlik dönemi, çocukluktan yetişkinliğe geçişi temsil ediyor. Bedensel ve duygusal açıdan değişimlerin yaşandığı bu dönemde bireyler, yeni benliklerine ayak uydurmakta güçlük çekebiliyor. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi’nden Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, bu farklılıkların kızlarda östrojen, erkeklerde ise testesteron hormonu salgılanmasıyla başladığını belirtti. Ergenlik dönemi kızlarda ortalama 9, erkeklerde ise 11 yaşında başladığını hatırlatan Büyükgebiz, “Her çocuğun ergenliğe giriş yaşı farklı olabiliyor. Özellikle son 20-30 yılda tüm dünyada bu belirtilerin daha erken yaşta görülüyor. Erken ergenliğe giren çocuklar psikolojik, ilgi alanları açısından da farklı oluyor. Bu çocuklar daha olgun olmakla birlikte, karşı cinse ilgileri artabilir. Çocukluk yaşının özellikleri yerine, ergen bir çocuğun özelliklerini küçük yaşlarda gösterirler’’ diye konuştu.
Erken ergenlik durumunu kızlarda meme gelişiminin 8 yaştan önce, erkeklerde ise testis gelişiminin 9 yaştan önce oluşması olarak açıklayan Büyükgebiz, “Genellikle kızlarda rastlanan bu durumun sebebi bilinmiyor. Nadiren buna beyinde hamartom denilen damar birikintileri sebep oluyor. Küresel ısınma, hormonlu gıdalar olarak basitçe adlandırılan gıda, temas ve solunumla vücudumuza giren kimyasallar önemli sebeplerin başında gelirken, erkeklerde daha az görülür ve genellikle beyin veya beyin dışı bir rahatsızlık erken ergenliğe yol açıyor” şeklinde anlattı. Erken ergenlik döneminin başladığını anlamak için memelerin tek veya çift taraflı büyümesi, erkeklerde yumurtalıkların büyümesinin gerekli olduğunu vurgulayan Büyükgebiz, koltuk altı ve genital tüylenme, ter kokusu, hafif sivilcelen-menin ergenlik başlamasına delalet etmediğini vurguladı.
Erken ergenliğin tanı konamadığı zaman, tedavi edilmezse boy kısalığı, erken adet görme ve psikolojik rahatsızlıklara sebep olduğunu bildiren Büyükgebiz, “Dolayısıyla tanı konduğunda tedavi edilmeli. Ancak bunun için fiziksel muayene, laboratuvar tetkikleri ile olgunun erken ergenlikte olduğu saptanmalı. Bazen 6-8 yaş aralığında iyi huylu meme büyümeleri olabilir. Bu durumu erken ergenlikten ayırt etmek gerekir, bu durumda tedaviye gerek yoktur’’ diyerek uyarıyor.
Hormonlu gıdalar erken ergenliğin nedenleri arasında sayıldığını anlatan Büyükgebiz, “Bütün sebze ve meyvelerde doğal östrojen var, ancak keçi boynuzu, arı sütü, propolis, meyan kökü ve aktar ürünlerinde bu miktar daha fazla. Bu ürünlerin çok tüketilmeleri kanda östrojen seviyesinin artmasına sebep olabilir, bu da erken ergenliğe yol açabiliyor. O nedenle besinleri mevsiminde ve uygun miktarda tüketmeyi öneriyoruz” diye açıkladı. Büyükgebiz, erken ergenlik sorunu yaşayanların korkmadan profesyonel yardım almasını tavsiye etti.
Tanı için ebeveynlerin çocuk gelişimini yakından izlemesi gerektiğine vurgu yapan Büyükgebiz, “Dünya genelinde erken ergenlik vakalarında önemli artış var. Aileler çok telaşlı, zannediyorlar ki ergenlik ilaçla durdurulursa boylar uzar, avantaj kazanılır. Erken ergenlik bilimsel olarak kanıtlanıp, erken adet görme, boy kısalığı gibi sorunlara yol açacaksa durdurulur ve buna da aile değil, uzman hekim karar verir. Normal devam eden, ancak normale göre biraz erken başlamış ergenlikte, ergenliğin ilaçla durdurulması söz konusu olamaz. Bilimsel olarak yanlış olur ve çocuğun normal giden fizyolojisi ile oynanmış olunur’’ ifadelerini kullandı.